Hamile hastalara çok zorunlu olmadıkça diş hekimleri tarafından müdahalede bulunulması istenmez. Yapılacak müdahalelerin de 3-6 ay arasında yapılması önerilir. Fakat aciliyet arz eden durumlarda hastanın doktoru ile yapılacak konsültasyonlar sonrasında hastaya müdahale edilebilir.
Hamilelik döneminde aciliyet arz eden durumlar haricinde hastalara radyolojik tetkik yapılması istenmez. Bu durumlarda gerekli önlemler alındıktan sonra hastalardan panaromik radyografiler alınabilir.
Ortodontik tedavi, sağlıklı diş ve dişetlerine sahip bireylere her yaşta uygulanabilir. Çenelerle ilgli anomaliler genellikle büyüme sürecinde tedavi edilebilir. Erişkin yaşta düzeltilebilmeleri ortodonti ile beraber çene -yüz cerrahisi uygulamalarını gerektirmektedir.
Ortodontik tedavi öncesi varsa tüm çürük dişler tedavi edilmeli, diş taşı temizliği yapılmalıdır. Tedavi sırasında da diş çürüğü ve dişeti hastalığı oluşumu ancak diş fırçalamaya özen gösterilerek önlenebildiği için ağız bakımı çok önemlidir.
Ortodontik tedavi neden uzun sürer?
Ortodontik tedavi sürecinde dişlerin ve dişlerle işgili yapıların zarar görmemesi için tedavi uygulamalarının belirli aralıklarla yapılması gerekmektedir. Bu nedenle tedaviye ilişkin uygulamalar genellikle ayda bir kez yapılmakta ve tedavi ortalama 24-30 ay sürmektedir.
Konuşma da yemek yeme gibi pratik gerektirir. Konuşurken protezleriniz ses yapıyorsa daha yavaş konuşun. Kelimeleri telaffuz etmekte zorlanıyorsanız yüksek sesle konuşun ve zorlandığınız kelimeleri tekrarlayın. Eğer konuşma problemleriniz devam ederse mutlaka diş hekiminize başvurun.
Dişeti hastalığının belirtileri nelerdir?
Fırçalarken ya da aniden kanama gösterebilir, Hassasiyet, ağrı, Kızarıklık, ödem, Kaşınma hissi, kötü koku, diş eti çekilmesi, dişlerin sallanması, Kök yüzeylerinin açığa çıkması
Neden diş etleri hastalanır?
Sigara, stres, diş sıkma, dengesiz beslenme, genetik, bazı ilaçlar, hamilelik, diyabet
Diş Taşı Nedir ?
Diştaşı (tartar, calculus), bakteri plağı adını verdiğimiz birikintilerin diş yüzeylerinde uzun süre kalması sonucu oluşan sert yapılardır. Diş taşlarının oluşmaması için ağız hijyenine dikkat edilmelidir.
Dişeti çekilmesinin nedenleri nelerdir?
Diş taşlarınızın olması, kötü ağız hijyeni, Taşkın dolgular, Uyumsuz kron ve köprüler, Bruksizm, Hatalı diş fırçalamak, Genetik, Periodontal hastalıklar
Sıcak ya da soğuk yiyecekler ya da içecekler yiyip içtiğinizde hissedilebilen ağrıdır. Soğuk hava soluduğunuzda da ağrı hissedebilirsiniz. Dişetleri dişlerden çekildiğinde ya da diş eti dokusu kaybedildiğinde hassasiyet ortaya çıkabilir. Ayrıca, çok sert fırçalamanın ya da düzenli fırçalamama ve diş ipi kullanmamanın sonucunda da oluşabilir.
Hassasiyetin gerçek nedenleri arasında, diş köklerinin açığa çıkmasına yol açan diş eti çekilmesi ve dentinin açığa çıkmasına yol açan diş minesi erozyonu yer alır. Diş eti çekilmesi diş eti problemlerinin sonucu olabilir ancak aynı zamanda fazla sert fırçalama sonucunda da oluşabilir. Çok fazla basınç uygulandığında bir uyarı ışığı ile fırçalamayı durdurmanız konusunda sizi uyaran elektrikli diş fırçaları kullanarak fırçalama şiddetinizi kontrol altına alabilirsiniz. Ağız boşluğunun düzenli, günlük hijyeni diş hassasiyetinin önlenmesi açısından son derece önemlidir. Dişlerinizi günde en az iki defa, iki dakika süreyle, yumuşak kıllı kaliteli bir diş fırçası ile fırçalayın ve florürlü ya da hassas dişler için özel bir diş macunu kullanın.
Ağız kokusu, ağızda yarattığı belirgin bir tat (metalik, ekşi) nedeniyle kolayca fark edilir. Ağız kokusunun potansiyel nedenleri konusunda gerçek nedenler ve efsaneler söz konusudur.
Ağız kokusunun gerçek nedeni, dilin üzerinde bulunan bakterilerdir.Bu bakteriler uçucu maddeler üretirler. Buna karşılık, belli bazı yiyecekler (ör: sarımsak, soğan) ağız kokusunun gerçek nedenleri arasında yer almaz.
Kronik ağız kokusu ciddi bir sıkıntıdır. Kişiler arası temaslarda rahatsızlık verici olmasının yanında ciddi bir ağız bakımı sıkıntısının işareti de olabilir. Düzenli ağız hijyeni uygulamalarınıza rağmen ağız kokusunu engelleyemediğinizi fark ederseniz, diş hekimizle görüşün; size uygun bir tedavi tavsiye edecektir.
Günlük hijyende, ağız kokusu ile etkin bir şekilde savaşabiliriz. Aşağıda, hoş olmayan ağız kokusundan kaçınmanıza yardımcı olacak temel bazı öneriler bulabilirsiniz.
1. Dişlerinizi günde en az iki defa, daima sabahları ve gece yatmadan önce, en az iki dakika süreyle fırçalayın. Dilinizi temizlemeyi unutmayın. Diş hekiminizden doğru diş fırçalama ve dil temizliği konusunda tavsiyeler isteyin. Diş hekiminiz kişisel ihtiyaçlarınıza uygun elektrikli diş fırçası modeli tavsiye edecektir.
2. Ağız kokusunu önlemeye yardımcı olan, antibakteriyel bileşikler (ör: Stanöz) içeren diş macunları kullanın.
3. Erişilmesi zor diş aralarından bakteri plağını ve artıkları temizlemek için diş ipi kullanın.
4. Kontrol için düzenli olarak diş hekiminize gidin. Kendi başına yapmanızın zor olduğu, profesyonel diş temizleme prosedürünü ancak diş hekiminiz uygulayabilir.
Artık eğri dişler kaderiniz değil. Ortodonti tedavisi ile daha iyi bir diş dizilimi sağlanabiliyor. Bu sayede daha estetik ve daha sağlıklı diş ve diş etlerine sahip oluyorsunuz. Ortodonti tedavisi üç farklı biçimde uygulanabiliyor.
Dişler üzerine takılan parçalar metal veya seramik olabilmektedir. Estetik diş teli olarak adlandırılan seramik braketler kullanılabilir. Maliyeti bir miktar arttıran bu malzemeler ile de aynı süre içerisinde ortodonti tedavisini tamamlamak mümkündür.
her üç ortodonti yöntemi de dişlerin düzeltilmesi için son derece etkili ve başarılıdır. Lingual ortodonti ile tedavi, maliyeti yükselmektedir.
Diğer bir eğri diş düzeltme yöntemi olarak diş kaplama uygulanması yapılabilir. Ancak belirli şartlar için diş kaplaması uygulabilmektedir. Genellikle ortodonti tedavisi önermekteyiz.
Diş eti çekilmesinin ileri derecede olması estetik görünümü de bozar. Kök yüzeyinin açığa çıkması sıcak ve soğuk hassasiyetine neden olur. Midedeki asit, diş gıcırdatma ve sıkma, tırnak yeme, sert cisimleri kemirme gibi sebepler, diş etinin altındaki kemikle birlikte çekilmesine sebep olabilir. Diş eti çekilmesinin ileri olduğu vakalarda önce buna sebep olan etkenler belirlenip yok edilmelidir. Diş eti çekilmesi tedavi edilirken “yumuşak doku cerrahisi” adlı işlemle ortaya çıkmış olan kök yüzeylerinin örtülmesi sağlanır.
Diş eti çekilmesinin yok ettiği diş eti dokusunu yerine koymak amacıyla diş eti dokusu nakli yapılır. Bu işlemin öncesinde diş yüzeyi düzeltilmelidir. Bu süreçte hastaya düşen görevler de vardır. Hasta, hekimin sözünden çıkmamalı ve tüm söylediklerine harfiyen uymalıdır. Kaybedilen diş eti dokusunun yerine yenisini koymak çok zordur ve işlem sonrası bunu koruyabilmek için çok dikkatli olmak gerekir.
Melanin” isimli pigmentler sebebiyle diş etinde siyah veya koyu renkli bölgeler olabilir. Estetik açıdan oldukça rahatsız edici olan bu görüntüye daha çok sigara içen hastalarda rastlanır. Esmer tenlilerin diş etleri de diğer ten renkli kişilere göre daha koyu renklidir. Bu normal bir durumdur ve hastalık belirtisi değildir. Yine de bazı kişiler bu görüntüden rahatsız olur ve diş etlerinin rengini açtırmak isterler. “Depigmentasyon” adı verilen işlemle diş etlerinin rengi kısa sürede açılır ve hastanın diş etleri daha estetik bir görünüme sahip olur.